Ana içeriğe atla

HAK KİME AİTTİR?

 Biliyorum ya da bilmiyorum. Bu aslında sadece döngüden ibaret bunu kestirebiliyorum veyahut anlayabiliyorum.

Bir anı unutmak kısa sürmez ya da süremez. Çünkü o anı sizinle beraber ilelebet yolcudur. Ufacık bir şey bile size onu hatırlatması uzun sürmez. Bir çakmak gördün; onu aldığın günün kısa şeritleri geçer önünden. Neden hatırlarsın anlamazsın ama aslında o güne anlam yüklemişsindir bilemezsin. Ama sana yararı var mı ? Hayır, hiçbir yararı yok. Sadece o gün gözününüz önünden geçmesi gereklidir. Ne yaşadığını, neler yaptığını görmen gereklidir o an. Nasıl günler geçirdiğini tekrar hatırlaman gereklidir. Sadece o kadar. 


Her zaman derim; her insan hata yapar. Bu hataların biri kendine saygısızlık bile olabilir. Çünkü hatadır adı üstündedir. Ama bir insan karşısındaki bir insana hata yaptığında düşünmelidir, hatalı olduğunu bildiğine göre özür dilemeledir. Haklı bir insan özür dilemez. Çünkü o insan haklıdır. Özür dilemeyi büyüklük olduğunu bildiğine dair özür dilemiyorsa gerçekten haklıdır. O an sizi şoka yaratabilir bir sebepten ötürü. Hangi sebepten olursa olsun sizi şoka sokabilir. Belki yaptığı şeyden üzülürsünüz ama o an farkına varırsınız haksız olduğunuzun. dimi ? evet, kesinlikle öyle. 

Biri birinden özür dileyecekse yaşına, mevkisine veyahut cinsiyetine bakılmamalı. Doğru değil. Kim haksızsa o özür dilemeli. Bunu unutmayın. Siz Özür dilemeyi bu kadar kolaylaştırmayın. Zira özür dilemek gerçekten büyüklük göstergesi olarak yargılanır. "Büyüklük göstergesi" olarak yargılanması ise haklı birinin haksız birinden özür dilemesiyle başlamasıdır. Size büyüklük göstergesi yapmayın demiyorum sadece haklı olduğunuzda özür dilemeyin şayet o an haksız duruma düşüyorsunuz. 

Bir kadın olarak sayamacağım kadar haksızlığa uğradım. Her konuda. Düşünebildiğiniz aklınıza ne gelirse. Ciddi olarak söylüyorum. Misal son çalıştığım yerden haksızlığa uğradığım için istifa ettim. Benim hakkımı benden çaldılar. Ve bunu son bir aydır çok net gördüm. O nedenle hayatıma (kaçıncı kez bilmiyorum ama) sıfırdan başladım. İnanın sıfırdan başlamayı sevmiyorum. (Kim sever Allah aşkına.)    Ama yeniden denemeyi cesaret olarak algılıyorum. Cesaretiniz olduğu sürece her şeye yeniden başlayın. Haksızlığa uğramayın.. 

Sayın okuyucularım, cümlelerimden ötürü sizden özür diliyorum zira karışık olabilirler. 

Yeniden görüşmek üzere, iyi okumalar..



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Arkadaş

 Bazı insanlar hayatımıza öyle bir anda girer ki, ne olduğunu anlamadan bir parçamız olurlar. Hiç planlamazsınız, düşünmezsiniz, ama o tanışma anı sizi bir ömür bağlar. Belki de hayatın en güzel yanı budur: En kıymetlileriniz, hiç beklemediğiniz anda gelir. Benim için de öyle oldu. Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az, ama bir o kadar derin bağlarla bağlı olduğum insanlar var. Nerede, nasıl tanıştığımızı çoğu zaman hatırlamıyorum bile. Ama onların varlığı her şeyi farklı kılıyor. Bazen kavgalarımız olur, birbirimize kızarız. Hatta darılır, uzun süre konuşmayız. Ama bilirim ki, en zor anımda yanımda olacaklar. Çünkü bizim aramızdaki bağ öyle kolay kolay kopmaz. Biz sadece arkadaş değiliz, bir nevi birbirimizin aynasıyız. Hani derler ya, “Yan yana olmasak bile halimizi biliriz” diye, işte bu tam da bizi anlatıyor. Hepimizin duyguları ortak. Biri üzülse, hepimiz üzülürüz. Birimiz öfkelense, birlikte öfkeleniriz. Ama günün sonunda her şey geçer, yine aynı noktada buluşuruz. Arkada...

Kim Bilir?

 Hayatı çok ciddiye aldıkça, daha çok üzülüyorsun. Daha çok kırılıyorsun, daha çok yoruluyorsun. Belki de her şeyi bu kadar önemsememek gerekiyor. Belki de bazen hiçbir şey yapmamak, her şeyi yapmaktan daha iyidir. Ben bunu geç fark ettim. Ama biri vardı, bana bu duyguları anlatan. Değerliydi. Onunla birlikte anladım bazı şeyleri. Mesela, insan kendi olamadığında yoruluyor en çok. Kendi gibi yaşamadığında, başkası olmaya çalıştığında eksiliyor. Ve bunu fark etmiyorsun bile. O yüzden en büyük mesele, kendin olmak aslında. Ne istediğini senden başka kim bilebilir? Anlatsan bile, kimse tam olarak anlayamaz seni. Sadece kendi gözlüklerinden bakarlar. Tavsiye verirler, konuşurlar, yön gösterirler. Ama karar senindir. O yüzden biri bir şey söyledi diye onu yapmak zorunda değilsin. Kendini duy. Ne hissediyorsun? Ne istiyorsun? Cevap orada. İnsanlar çok konuşur. Bazen bilmediği şeyler hakkında da… Ama sen neye inanıyorsan, onu yap. Ne istiyorsan, onun peşinden git. Çünkü bu senin hayatın. ...

Preanalitik NOTLARI

  EFLM WG-PRE ( 2013) verilerine göre, 28 Avrupa ülkesinden 7'sinin venöz kan alma işlemi için ulusal protokolleri -rehber, kılavuz- bulunmaktadır. Preanalitik  evre; analiz öncesi aşama olup hastaya uygun testin istenmesi, örneğin alınması, transportu ve analiz için hazırlanmasını içeren süreçtir. Preanalitik evre neden önemlidir? Büyük ölçüde manuel, Görev alan kişiler ve kullanılan    malzeme açısından çok değişkenlik İiçermesi, Kompleks Sıklıkla laboratuvarın kontrolü dışında olmasıdır. Neden olduğu diagnostik hatalar nedeni ile önemlidir Örnek seçiminden, örnek alınmasına-saklanmasına, laboratuvara kabul sonrası analize ve sonunda doğru güvenilir sonuca varabilmek için Preanalitik evrenin tüm aşamalarının iyi yönetilmesi gerekmektedir. Diagnostik hata nın   önlenebilir olması bakımından önemlidir. Aksi halde sonuçlar ağır olabilir. ·          Gecikmeli tanı , tanının daha önce yapılması gereken ...