Belki her ay “kız neden yazmıyor” diye merak ediyorsunuzdur; belki de umurunuzda bile değildir — bilemiyorum. Benim içinse bu yazılar bir nefes, bir kayıt, birlikte öğrenip birlikte yaşadıklarımızın küçük bir aynası oldu. Her satırda yalnızca anılar değil, üstesinden gelinen şeyler, düşülen yerler ve yeniden kalkmalar saklı. Hayat boyunca birçok şey yaşadım. Bu yaşadıklarımın altından kalkmak, hayatı düzene sokmak kolay olmadı; ama pes etmedim. Tek yaptığım şey basit: inandım ve kalktım. Kolay değildi, olmayacaktı da. Ama şimdi geriye dönüp baktığımda, o zorlukların çoğunu geride bırakmış biriyim. “Neleri bile atlatırım?” diyorum içimden — ve görüyorum ki aslında düşündüğümden daha fazlasını aşmışım. En değerli keşfim şu oldu: cesurduk. Cesurluk, kahramanlık yapmaktan çok farklı; küçük adımlarla, tekrar tekrar kalkabilmek. Biz cesuruz. Yalnızca bize daha cesur birine ihtiyacımız var — belki de o kişi biziz. Kendimizi övmek gibi olmasın ama yaşadıklarım bana bir şey öğretti: dayanıklılı...
"Başlangıç" deyince ne geliyor aklınıza? Sıfırdan başlamak… Yeni bir adım atmak… Belki de yeniden başlamak. Her başlangıcın sonunu önceden bilmeniz mümkün değil. Bazen bu yol hüzünle biter, bazen mutlulukla. Ama bazı anlar vardır ki, o mutluluğun hiç bitmemesini istersiniz. Neden mi? Çünkü evet, her şeyin bir sonu vardır. Ama "mutlu bir sonsuzluk" yaratmak, tamamen sizin elinizdedir. Mutlu ya da mutsuz bir son… Bu, sizin seçimlerinizle şekillenir. Zaman zaman şu sorularla karşılaşıyorum: “Sen mi seçtin bunu?” “Gerçekten sen mi yaptın?” Evet. Ben seçtim. Ben yaptım. Ve ne olursa olsun, arkasındayım. Çünkü bu, benim hayatım. Benim kararım. Kimseyi ilgilendirmez. Beni tanıyanlar iyi bilir; ben çokça tavsiye veririm. Ama kimseye hiçbir şeyi zorla yaptıramam. Dinlersiniz ya da dinlemezsiniz – bu tamamen size kalmış. Hayat sizin, seçimler sizin. Karar da, sonuç da sizin olacak. Tavsiyemi alırsınız, değerlendirirsiniz. Ama sonra dönüp de "Senin yüzünden böyle o...