Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bir Başlangıç Yaptım, Sonuna Kadar Benimle

"Başlangıç" deyince ne geliyor aklınıza? Sıfırdan başlamak… Yeni bir adım atmak… Belki de yeniden başlamak. Her başlangıcın sonunu önceden bilmeniz mümkün değil. Bazen bu yol hüzünle biter, bazen mutlulukla. Ama bazı anlar vardır ki, o mutluluğun hiç bitmemesini istersiniz. Neden mi? Çünkü evet, her şeyin bir sonu vardır. Ama "mutlu bir sonsuzluk" yaratmak, tamamen sizin elinizdedir. Mutlu ya da mutsuz bir son… Bu, sizin seçimlerinizle şekillenir. Zaman zaman şu sorularla karşılaşıyorum: “Sen mi seçtin bunu?” “Gerçekten sen mi yaptın?” Evet. Ben seçtim. Ben yaptım. Ve ne olursa olsun, arkasındayım. Çünkü bu, benim hayatım. Benim kararım. Kimseyi ilgilendirmez. Beni tanıyanlar iyi bilir; ben çokça tavsiye veririm. Ama kimseye hiçbir şeyi zorla yaptıramam. Dinlersiniz ya da dinlemezsiniz – bu tamamen size kalmış.  Hayat sizin, seçimler sizin. Karar da, sonuç da sizin olacak. Tavsiyemi alırsınız, değerlendirirsiniz. Ama sonra dönüp de "Senin yüzünden böyle o...
En son yayınlar

Kim Bilir?

 Hayatı çok ciddiye aldıkça, daha çok üzülüyorsun. Daha çok kırılıyorsun, daha çok yoruluyorsun. Belki de her şeyi bu kadar önemsememek gerekiyor. Belki de bazen hiçbir şey yapmamak, her şeyi yapmaktan daha iyidir. Ben bunu geç fark ettim. Ama biri vardı, bana bu duyguları anlatan. Değerliydi. Onunla birlikte anladım bazı şeyleri. Mesela, insan kendi olamadığında yoruluyor en çok. Kendi gibi yaşamadığında, başkası olmaya çalıştığında eksiliyor. Ve bunu fark etmiyorsun bile. O yüzden en büyük mesele, kendin olmak aslında. Ne istediğini senden başka kim bilebilir? Anlatsan bile, kimse tam olarak anlayamaz seni. Sadece kendi gözlüklerinden bakarlar. Tavsiye verirler, konuşurlar, yön gösterirler. Ama karar senindir. O yüzden biri bir şey söyledi diye onu yapmak zorunda değilsin. Kendini duy. Ne hissediyorsun? Ne istiyorsun? Cevap orada. İnsanlar çok konuşur. Bazen bilmediği şeyler hakkında da… Ama sen neye inanıyorsan, onu yap. Ne istiyorsan, onun peşinden git. Çünkü bu senin hayatın. ...

Arkadaş

 Bazı insanlar hayatımıza öyle bir anda girer ki, ne olduğunu anlamadan bir parçamız olurlar. Hiç planlamazsınız, düşünmezsiniz, ama o tanışma anı sizi bir ömür bağlar. Belki de hayatın en güzel yanı budur: En kıymetlileriniz, hiç beklemediğiniz anda gelir. Benim için de öyle oldu. Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az, ama bir o kadar derin bağlarla bağlı olduğum insanlar var. Nerede, nasıl tanıştığımızı çoğu zaman hatırlamıyorum bile. Ama onların varlığı her şeyi farklı kılıyor. Bazen kavgalarımız olur, birbirimize kızarız. Hatta darılır, uzun süre konuşmayız. Ama bilirim ki, en zor anımda yanımda olacaklar. Çünkü bizim aramızdaki bağ öyle kolay kolay kopmaz. Biz sadece arkadaş değiliz, bir nevi birbirimizin aynasıyız. Hani derler ya, “Yan yana olmasak bile halimizi biliriz” diye, işte bu tam da bizi anlatıyor. Hepimizin duyguları ortak. Biri üzülse, hepimiz üzülürüz. Birimiz öfkelense, birlikte öfkeleniriz. Ama günün sonunda her şey geçer, yine aynı noktada buluşuruz. Arkada...

Hatalar ve İnsanlar

Hayatta hata, hiç beklenmedik bir yerden doğabilir. Güvendiğiniz biri, sevdiğiniz bir insan... Başlangıçta, onların hata yapabileceğini kabul etmek zordur. "Yapmaz" dersiniz, savunursunuz. Ama gerçek ortaya çıktığında, işte o zaman kahrolursunuz. Sonrasında oturur, düşünürsünüz. Neler yaptığınızı, neler anlattığınızı hatırlarsınız. Ve işte o an fark edersiniz; elinize ne büyük kozlar verdiğinizi... Hatanızın büyüklüğü tüm çıplaklığıyla önünüze serilir. Hele ki bu hata, güvendiğiniz biriyle ilgiliyse pişmanlık daha derin bir yara açar. Kendi kendinize kızarsınız: "Hiç mi akıllanmadın? Nasıl bu kadar kolay güvendin?" diye sorarsınız. Çünkü insan, hayatının her köşesinde bir konuda arkasından kuyu kazılmayacağını düşünerek anlatır yaşadıklarını. Ama sonunda öğrenirsiniz; kuyu her zaman kazılır. Yine de bir teselli vardır: İlahi Adalet. Türkiye'nin adalet sistemi bazen yetersiz kalsa da İlahi Adalet er ya da geç tecelli eder. Yaptıklarımız, söylediklerimiz, ver...

NORMAL OLALIM

Hayatımda defalarca "kendimi bulma" çabasında oldum. Ama ne zaman "bulacağım" desem, bir adım daha geri atıp, derin bir boşluğa düşüyorum. Ego diyorlar, ama o da ne? Hissedemiyorum. Yüksek sesle tavır koyan, baskın bir karakter olarak görülüyorum ama içimde hiçbir şey yok gibi. Kendimi anlatmaya çalışıyorum, ama söylediklerimle hissettiklerim birbirinden çok uzak. Zorlansam da, ne olduğunu bile anlamadan bir kez daha başlıyorum. Bir yandan da, aslında ben o kadar zor biri değilim. Karşımdaki insanın tavrı neyse, ben de ona göre şekil alırım. Kucumseyici biriyse, belki inadına biraz daha kucumseyici olurum. Sevecense, aynı şekilde sevecen olurum. Kimseyi ne eksik ne fazla görmem, onları oldukları gibi kabul etmeye çalışırım. Ama bazen kendimi anlatacak kelimeleri bulmakta zorlanıyorum, çünkü insanlar dışarıdan bakarak beni olduklarından farklı görüyorlar. Bir gerçeği kabul ediyorum: Ben de bir insanım. Sizin hissettikleriniz kadar, benim de hissiyatım var. Herkesin h...

Be Smart

 Sanırım artık gerçek bir ilişkinin içinde olmayı hayal bile edemiyorum. Insanlari gördüm, yaşadım ve bitti. Ama her şey bitti. Kendim gibi dürüst zannettim herkesi. Herkesi dürüst zannettim.  Biriyle konuşursunuz ilk başta memnun olursunuz lakin bende önemli olan birini tanırken dürüstlüğü ile tanımak. Yalansız bir hayat istiyorum. Yalan söyleyince ne elde ediyorsunuz ? Gün yüzüne çıkmayacak mı bunlar? Gerçekten söylediğiniz inanan var mı zannediyorsunuz? Maalesef, o devir tam tamına 1.5 yıl önce kapandı. Her şeyi yeniden kurmuşken mahvetmemi benden bekleyemezsiniz. Bana hep "akıllı ol" diye diye daha doğrusu kafama vura vura çok öğrettiler. Size de ben göstermiş olabilirim. "Akıllı ol" cümlesi bir o kadar ağır olsa da bir o kadar da mantıklı aslında.. kendinizi düşün, gerekli yerler "Ben" demeyi öğrenin. Çünkü bu dünyada sizden değerli bir şey yok ve kendinize gelecek en iyisi sizsiniz. Seni senden başka tanıyan olamaz. Sen kendini ne kadar tanıtmak iste...

Zamanla İyileşilir mi ?

 Ne zaman yorulduğunuzu hissedersiniz?  Bir düşünün, genelde cevapları şu an tahmin edebiliyorum.. spor yaparken, çalışırken gibi lakin ben bunlardan bahsetmiyorum. Ben hayattan yoruldum, yaşadığım kaostan yoruldum. Sakin olarak görseniz de içimde deli bir yorgunluk var. Bu asla işten veyahut arkadaşlardan değil. Kendimden yorgunum. Kendimden yoruldum. Bir insan düşünün kendinden yorulur mu sizce ? Her an düşünür mü? Her an sadece bir anıya gidebilir mi ? Onca ay, yıl geçti lakin şunu fark ettim zaman geçiyor ama bazen katılıyorum çoğu zaman o ay, o yıl o saatlerdeyim. Ve bunu yaşamaktan cok yoruldum.  Çoğu şeyi anlatırım lakin içimde hep çoğu şeyi de bırakırım, bazı arkadaşlarıma çoğu şeyi anlatırım hatta en yakınıma Her şeyi anlatırım ama o bile "senin bildiklerini ben hala bilmiyorum" diyisinde anladim. Aslında içimden geçen bir kisimlari anlatıyorum. Asla içimden geçen hiçbir şeyi anlatamıyorum. Bildiklerimi, gördüklerimi kimse ile paylaşamıyorum ve inanın çok yoruldu...