Hayatta hata, hiç beklenmedik bir yerden doğabilir. Güvendiğiniz biri, sevdiğiniz bir insan... Başlangıçta, onların hata yapabileceğini kabul etmek zordur. "Yapmaz" dersiniz, savunursunuz. Ama gerçek ortaya çıktığında, işte o zaman kahrolursunuz. Sonrasında oturur, düşünürsünüz. Neler yaptığınızı, neler anlattığınızı hatırlarsınız. Ve işte o an fark edersiniz; elinize ne büyük kozlar verdiğinizi... Hatanızın büyüklüğü tüm çıplaklığıyla önünüze serilir. Hele ki bu hata, güvendiğiniz biriyle ilgiliyse pişmanlık daha derin bir yara açar. Kendi kendinize kızarsınız: "Hiç mi akıllanmadın? Nasıl bu kadar kolay güvendin?" diye sorarsınız. Çünkü insan, hayatının her köşesinde bir konuda arkasından kuyu kazılmayacağını düşünerek anlatır yaşadıklarını. Ama sonunda öğrenirsiniz; kuyu her zaman kazılır. Yine de bir teselli vardır: İlahi Adalet. Türkiye'nin adalet sistemi bazen yetersiz kalsa da İlahi Adalet er ya da geç tecelli eder. Yaptıklarımız, söylediklerimiz, ver...
Geçmişin geleceğin , geleceğin ise geçmişin olabilir.